Kayıtlar

Aralık, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hira'ya sesleniş 7

Sevgili Hira, İyi ol sen her daim olur mu? Çünkü sen iyi olursan ben de iyi oluyorum. Doğru, bu pek de mümkün değil demi? Hem ne diyor Mustafa Kutlu: "Şimdi gülsün mü, ağlasın mı? Hem gülsün hem ağlasın. Hayat budur işte." Ne de güzel diyor değil mi Hira. Oysa biz bu dengeyi kavrasak ne hoş olur. Mesela her zaman mutlu olamayacağımızı kabullensek ya da her zaman ağlamadığımızın farkına varsak. Tüm dünya buna inansa hayat bayram olsa geliyor sanırım bu yazdıklarımın ardından. Ama gerçekten öyle Hira. Hem sürekli mutlu olsak kıymeti kalır mı ki mutluluğun? Ya da sürekli sağlıklı olsak sağlığın şükür sebebi olduğunun farkında olur muyuz? Hira, bu aralar reddediyorum çoğu şeyi. Uyumsuz hissediyorum kendimi çevreme karşı. Hani yapbozda tek bir boşluk vardır ve elinde de tek bir yapboz parçası kalmıştır. Sevinirsin, ama yapboz parçası oraya ait değildir. Yapbozun bir yerinde hata yapmışsındır.. İşte Hira, ben o yapboz parçası gibi uyumsuz hissediyorum kendimi. Reddediyorum dedim y

Hira'ya sesleniş 6

Sevgili Hira, Merhabalar, nasılsın görüşmeyeli? Ben geldim yine müsait misin? Geçen günlerde sana seslenmediğim için kırılmışsın bana, duydum.. Rahatsız etmek istemedim gecenin bir vakti seni Hira. Yoksa biliyorsun sen benim en huzurlu kaçışımsın. Sana  bu mektubu  yazıyorum ama eline geç ulaşacak sanırım, doğrusu sen bu durumu mektubu aldığında öğreneceksin iş işten geçmiş olacak. Neyse ben sana durumu anlatayım. Hava trafiği kapanmış  yoğun sisten dolayı bu yüzden posta güvercinleri seslenişime ses olamayacaklar. Üzgünüm. Hava yolları da üzgün ama güvercin değil. Çünkü emeklilikte yaşa takılmış ve çalışmaktan yorulmuş. Böyle tatiller ona çok iyi geliyormuş. Üzülmediğim bir posta güvercini kalmıştı, ona da üzüldüm. Hira, vedalara karşı herkes gibi benim de hassasiyetimin olduğunu biliyorsun. Çünkü veda ettiğim kimse geri gelmiyor. Ya dönüş yolunu unutuyorlar ya da beni. Hira, ben sana veda etmekten çok korkuyorum. Korktuğumun başıma gelmesinden de çok korkuyorum. Korku dolu anlarda ya

Hira'ya sesleniş 5

Sevgili Hira, canım Hira, Nasılsın? Nasılız? Nasıl olmalıyız? Umarım bu konularda senin bir fikrin vardır. Çünkü benim yok. Hira, ben bugün bir fotoğrafın sesini duydum. Aylar aylar önce bir öykü yazmıştım. Orda bir fotoğraf vardı, canlanıyordu. Ben bu olayın sadece öykülere, hikâyelere özgü olabileceğini düşünmüştüm. Ama sandığım gibi değilmiş. Bu olay gerçek hayatta da mümkünmüş. Daha yeni anladım Hira. Bir fotoğraf canlandı gözümün önünde. Duydum ordaki sesleri, hissettim ordaki küçük Zehra'nın neşesini, heyecanını. Birgün hepimizin bir fotoğraftan ibaret kalacağını bilmek... Fotoğraflarla olan ilişkimi daha duygusal bir boyuta taşıyor. Bazen bu boyut pek de hoş olmuyor. Hira, ben sahip olmak istiyorum, ait olmak istiyorum, benimsemek istiyorum, içselleştirmek istiyorum. Aman ben de ne çok şey istiyorum. Zaten bunları istedikçe yabancılaşıyorum. Bu beni güçsüz biri yapar mı Hira? Ama zaten ben güçlü biri olduğumu idda etmedim değil mi? Mesela bir şarkı çalsın radyoda. Ben dalıp

Karalamaca

Gelen ani yazma isteğimle kendimi burada buldum. Sizi nasıl bir şey bekliyor inanın ben de bilmiyorum. Neyi nasıl yazmalıyım daha öğrenemedim. Ama öğrenmemek de en iyisi sanırım. Zihnimde dolaşan adı şanı belli olmayan kelimeler düzene girene kadar döngüye aldığım bir şarkı , birçok tuşu çalışmayan bilgisayarımla karşılıklı oturduk bekliyoruz bir şeyleri...   Hatta o kadar uzun süredir bekliyoruz ki linkte paylaştığım (Müzeyyen Senar / Kimseye etmem şikayet) şarkı kaç kez değişti, ben bu yazıya kaç kez devam edip kaç kez beğenmeyip sildim bilmiyorum. Evet, yine çok bilinmeyenli bir yazının içine patır kütür düştük. Çok güzel. Neyse, bugün Hira'ya seslenemiyorum. Hem o uyumuştur. O yüzden kendi kendimi kendim avutacağım bu satırlarda. Bazen cidden inanamıyorum yazdıklarıma. Yok canım, tabii ki de güzel oldukları için değil. Tuhaf oldukları için. Mesela daha yeni bir notumu okudum . Unutmaktan korkuyorum yazmışım. Ama şu an neyi unutmaktan korktuğumu bile unuttum. E ben ne anladım bu