Hira'ya sesleniş 6

Sevgili Hira,
Merhabalar, nasılsın görüşmeyeli? Ben geldim yine müsait misin? Geçen günlerde sana seslenmediğim için kırılmışsın bana, duydum.. Rahatsız etmek istemedim gecenin bir vakti seni Hira. Yoksa biliyorsun sen benim en huzurlu kaçışımsın.
Sana  bu mektubu  yazıyorum ama eline geç ulaşacak sanırım, doğrusu sen bu durumu mektubu aldığında öğreneceksin iş işten geçmiş olacak. Neyse ben sana durumu anlatayım. Hava trafiği kapanmış  yoğun sisten dolayı bu yüzden posta güvercinleri seslenişime ses olamayacaklar. Üzgünüm. Hava yolları da üzgün ama güvercin değil. Çünkü emeklilikte yaşa takılmış ve çalışmaktan yorulmuş. Böyle tatiller ona çok iyi geliyormuş. Üzülmediğim bir posta güvercini kalmıştı, ona da üzüldüm.

Hira, vedalara karşı herkes gibi benim de hassasiyetimin olduğunu biliyorsun. Çünkü veda ettiğim kimse geri gelmiyor. Ya dönüş yolunu unutuyorlar ya da beni. Hira, ben sana veda etmekten çok korkuyorum. Korktuğumun başıma gelmesinden de çok korkuyorum. Korku dolu anlarda yaşıyorum yani. Önüm, arkam, sağım, solum korku pardon sobe! Hira, "Herkes gider mi" şarkısını da dinlemekten.. Neyse neyse bu kadar korku yeter. O şarkıdan da korkmamın sebebi şarkıda herkesin gidip gitmeyeceğinin cevabını bulmak.. İşte Hira, ben de bu yüzden her mektubumda hem hiç gitmeyeceksin gibi hem de hiç gelmemişsin gibi sesleniyorum sana. Ama, sen gitme Hira. Lütfen. Zaten birkaç güne Bulutlu da gidecek. Bulutlu benim defterim. Senle benim kavuşmamıza eşlik eden ilk kişi, defter ya da her neyse. İlk şahidimiz bitiyor ne düşünüyorsun Hira?

İstek parça yazmamız için verilmiş peçeteye gözyaşımı silmişim gibi bir zamandayım. Halimi soran herkese oturup ağlayasım geliyor. Duygumu değersizleştirir mi bu durum Hira? İçinden cevap ver, bana söyleme.
Hira, sanki beklediğim bir haber var ya da telefonun kilidiyle bir problemim var. Bilmediğim birinden bilmediğim bir haber bekliyorum. Ama sanırım hattı çekmiyor onun, bir türlü gelmedi haberi de.
Atlı karıncanın atı gibi hissediyorum kendimi. Kendimi özgür hissediyorum. Sonuçta nice kahkahalara şahit olup dört nala koşuyorum ailemle birlikte. Daha ne olsun? Ama farkında değilim yere çakılı olduğumun. Kimse de söylemedi, keşke ben de bana söylemeseydim.
Sonra deprem olmuş ve ben enkazın altında kalmışım. Sesimi duyan olmamış, yokluğumu fark eden olmamış... Bir şekilde yaşamışım ve gün yüzüne çıktığımda yüzüme  ıssızlığın soğukluğu çarpmış. Ürpermişim. Gitmişler Hira, bu virane şehirde beni enkazın altında yalnızlığımla baş başa bırakıp gitmişler. 
Hira bazen de tüm bu anlattıklarım dışında öylesine huzurlu oluyorum ki! Tanımadığım, dilini bilemediğim bir şehirde yakın arkadaşıma rastlamış gibi bir huzur. Ohh! İç ferahlatan, kalp hızlandıran cinsten. Yazarken bile huzur doldum.
Bugün çok garip bir gündü Hira. Fazla huzurlu, çokça mutlu, biraz da karlı. Hoştu yani. Birgün senle de kardan adam yapalım mı Hira? Bence de yapalım..
Görüşürüz Hira, bu kış gününde  ruhumda çiçek açtırdığın için minnettarım.

Görüşelim,,,

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hira'ya sesleniş 10

Hira'ya sesleniş 1

Bu son seslenişim