Bu son seslenişim

 

Hira’ya Sesleniş ..

Canımın baharı Hira, arayışlarımın, kayboluşlarımın isim bulmuş hali .. Kelimelerimin sesini kısrak sesleniyorum sana bu sefer  Hira

Nerdesin diye sormayacağım çünkü tahmin ediyorum gittiğini. Veda şarkıları çalıyor zihnimde sürekli, susturamıyorum.  En korktuğum şey sessiz , duyulmak istemeyen vedalardır.  Bu yüzden her giden otobüsün arkasından el sallamak istiyorum ki  kimsenin yarım vedası kalmasın ya da her gidenin arkasından su dökmeye çalışıyorum ki giden mutlaka dönsün. Tek kendimin arkasından su dökmedim onda da kendimden gittiğimden beri geri dönmedim , olsun canım sağ olsun . Evet Hira senin de canın sağ olsun .

Öyle kimsesizim ki Hira , ruhumu gömdüm kimsesizler mezarlığına. Mezar taşıma ismimi yazacak kimsem bile yok. Kavgası bile kendiyle olacak kadar kimsesiz biriyim. Sevilmenin tanımını yapamayacak kadar sevgisiz bir insan.  Sinyal sesinden sonra bıraktığım hiçbir mesaj dinlenilmedi, yolladığım her mektup geri döndü. Postacılar benden mektup almak istemiyor.

Kendime bakıyorum ben aynasında ve kurmak istiyorum kendim gibi cümleler.. Yersiz yurtsuz cümlelerden başlamak istiyorum benim gibi öznesi olmasın ana fikri aitsizlik olsun. Sonra bu cümlem bittikten sonra karmaşık cümlelere geçmek istiyorum, hani okuyanın bir daha okuduğu anlaşılmayan cümlelere.  Anlaşılmak hayal ürünüdür diye ekleyim parantezimin içine.. Kapanışı  eksiltili cümleyle yapıyım yani yarım bırakayım. Kendim  gibi eksik, yarım.

Ağlamak için en kolay sebebi seçiyorum kendime o zaman daha kolay oluyor ,gözyaşlarım için yazılan reçeteyi okumak. Benimle yaşıt bir yara taşıyorum yüreğimin ıssız yerlerinde Hira. Bu yara sanki yıllar boyu aktarılan ve yeni varisi benim olduğum bir miras ve var olduğumun tek kanıtı.

İçimde bir hüzün var ,garip bir hüzün . Hüznüm bile garip. Bayram sonu tüm torunları çocukları gitmiş,evi neşesini yitirmiş yaşlı hüznü. Farkında bundan sonra sürecek olan sessizliğin. Ve içi burkuluyor her vedada, görememekten korkuyor gidenleri.

Kendimden umudu kesecek yaştan bir durak önceyim Hira. Birazdan otobüs şoförü Umudu kesilenler durağında inecekler kapıya yaklaşsın diyecek , kapıya yanaşmak için kalkacağım ve bir adım atacağım. Üzgünüm Hira . Birçok şey için üzgünüm mesela yetişemediğim için üzgünüm kendime ve sana etmem gereken vedama. Ah Hira, keşke bir  sonraki durakta indiğimde senin yanına gelebilecek olsaydım . Ne çok isterdim!

Dışım bu denli bahar ama içim de bu denli kış olunca hava şartlarından dolayı gözlerim sürekli buğulanıyor.

İçimde boy boy kırgınlıklarım büyüyor. Tebrikler nur topu gibi bir kırığınız da oldu diyor doktor. Üstüme alınmamış gibi yapıyorum. Ah Hira, durmak istiyorum. Sadece durmak istiyorum. Sonra kozamı örüp içime çekilmek istiyorum. Kendi benliğimle , benliğimin içinde ihmal ettiklerimle sarılacağım. Özlem gidereceğim , ağlayacağım saatlerce içli içli. Kendimi tutmak zorunda hissediyorum, hissetmek zorunda değilim ama hissediyorum. Aceleye gelmiş hüzünler yaşıyorum, geçiştirilmiş teselliler eşliğinde.

Duygularım yazı eşiğimden atlayamadı. O yüzden yazamıyorum diye düşünüyorum kaç zamandır. Ama sanki eşik değil de uzun atlama yapacak, kaç zamandır..

 Birgün herkesin vedası üzerine bir şeyler yazacağımı biliyordum ama bu herkesin içinde aklıma sen hiç gelmemiştin. Vedan zor geldi Hira , çok zor geldi. Anlaşılmayan birkaç cümle kuruyorum biliyorum, yitiyor anlamları hayallerimin. Hayal kırıklığı kokuyor tüm çiçekler Hira. Artık bayramlar aynı değil, doğum günleri de. Vedan zor geldi Hira. Gitmeseydin ne biliyim bir çay içerdik güzel olurdu . Öyle değil mi Hira. Gittiğini bile bile sana seslenmek içimi burkuyor Hira. Didem Madak'ın Pollyanaya son mektup şiirini okurken de şu an hissettiğim gibi hissetmiştim. 

Hira kelimelerim fütursuzca serildikçe önümdeki bu kağıda toparlayamıyorum kendimi. O yüzden veda etmem gerekiyor artık . Elveda Hira , elveda. Bunca zaman uğradığın için , arayışlarımı anlamlandırdığın için minnettarım . Söz arayışlarıma devam edeceğim , gözün arkada kalmasın. Biliyorum giderken kapıyı açık bıraktın  ve ben o kapıyı hiç kapatmayacağım Hira . Sen istediğin zaman gelebil diye.

Tekrar görüşeceğimizi umut ederek veda ediyorum sana ..

 

Görüşürüz hira , görüşürüz,,,

 

Hira’dan Zehra’ya İlk ve Son Sesleniş…

Sevgili Zehra,

Sana bu mektubu senin bana yazamayacağını bildiğim için , seni uyandırmak için yazıyorum. Zehra elveda vakti geldi. Biliyorum hep kaçtın bundan. Giderken sarılman için birbirinden güzel , hepsi sen olan biraz da ben olan birsürü Hira bırakıyorum. Arayışın sadece bende değil , etrafında artık. Önce minik bir Hira girdi hayatına. Sen gibi, çekingen ve korkak. Düşmekten korkuyor özellikle demi, sen gibi. Çünkü birinin koşup kaldırmayacağından korkuyorsun yani Hira korkuyor. Sonra bir Hira daha geldi sana koşan , dibinden ayrılmayan.  Seni prenses olarak çizen.. Hiralar ben gittiğimde sarılman için sana emanet edildi , inan bana.

Her veda zamansız Zehra , inan bana . Ve bana kızma olur mu gittim diye. Herkes gider mi diyordun ya evet Zehra gidiyor, gidiyoruz. Gurbetlik bizim alın yazımız, vedalar bizim çeyizimiz. Geleceğimi söylediğim o tren garında bizim kavuşmamız hariç kaç kavuşmaya şahit oldun? Kaç kişinin vedasında gördün bizi, kaç kişinin vedası biraz sen çokça bendi.  Seni hasret kokan kalbinden öpüyorum canım Zehram.  İnsanlar gidiyor Zehra, sen olduğun için değil. Hepsinin kalbinde kalmak için oturum izni oluyor sonra o izin bitiyor ve  kalbini tahliye etmek zorunda kalıyorlar. İmar affı geldi ama tahliye affı gelmedi galiba. O yüzden sakın kendinde görme olur mu her kusuru. Senin de sürenin dolduğu kalpler vardır mutlaka o yüzden benim  gitmem sana gelmesin ağır.

Zehra uyan. Veda vakti geldi. Kapıyı örtmüyorum giderken çünkü vedamın rüzgarı üşütsün seni , anla gittiğimi artık. Ben ayağımı sürüyerek istemeyerek gidiyorum bunu bil Zehra. Sabahın soğuğunda üşüdükten sonra odandaki naftalin kokulu sandığı aç, senin için ilmek ilmek işlediğim tüm kelimeleri sar yaralarının üstüne.

 

Biliyorum ağladığın filmler var, kitaplar var , şarkılar bir de ağlayamadığın vedalar var. Satırlara haykıramadığın hatta daha anlamlandıramadığın vedalar. Bu vedalara benim de ismim karıştı, üzgünüm.

Aşman gerekiyor Zehra.. Aşacaksın ben biliyorum ve inanıyorum .


Trenim kalkıyor Zehra artık gitmem gerekiyor , bunca zaman ev sahipliği yaptığın için minnettarım. Hoşça kal Zehra, hoşça kal .. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hira'ya sesleniş 10

Hira'ya sesleniş 1